22 Ağustos 2020 Cumartesi

ANNE BABA LÜTFEN BENİ ANLA KİTAP İNCELEMESİ




Yeniden bir ebeveynlik kitabı incelemesiyle karşınızdayım. Kızım doğmadan önce başladığım ebeveynlik okumalarına 5 yılı aşan bir süredir devam etmeme şaşıran çok oluyor çevremde. sanırım bir yerde benim yöntem, teknik her ne varsa öğrenmemi ve artık kitap okumaya ihtiyaç duymadan uyguluyor olabilmemi bekliyor insanlar. Haksız da sayılmazlar aslında. İnsan bir konuda çok fazla paralel okuma yapıyorsa onu içselleştirebilmeli. Bana gelirsek tüm okuduklarımın sonucuna baktığımda gerçekten korkunç hatalar yapmıyorum. Hiç bir kitap okumamış halimle şimdiki ben arasında da çok büyük bir fark var ama neden hala bu konuda okumaktan vazgeçemiyorum? Çünkü kitaplar aklımı çeliyor :) Mesela yeni bitirdiğim Anne Baba Lütfen Beni Anla kitabı. Kitabın yazarı benim çok merak ettiğim bir aile ortamından geliyor. Annesi Adele Faber, benim bayılarak okuduğum ve çok kişiye tavsiye ettiğim Konuş ki Dinlesin Dinle ki Konuşsun ve Kardeş Rekabeti kitaplarının yazarı. Böyle bir anneyle büyüdükten sonra annelik yapmak ve içinizden gelen anneliğin aslında doğru annelik yaklaşımı olması nasıl olur diye hep düşünmüşümdür. Onun otomatik pilota geçtiği anlarda biz Türk annelerinin içinden gelen söylenip dırdırlanma hali olmuyordur herhalde. Bu merakla başladım kitabı okumaya. Giriş kısmında arkadaş ortamlarında annesinden bahsetmediğini insanların anneliğiyle ilgili beklentilerini arttırmak istemediğini anlatıyor. Diğer yandan bir gün bir arkadaşı annesinin bir kitabını çıkarıp "Bu kitabı okudun mu?Çocuklarınla kurduğun iletişim bu kitapta tavsiye edilene çok benziyor." diyor. O gün "evet onu annem yazdı" diyor. İşte ben burada mest oldum. Doğal bir yolla doğru problem çözme yaklaşımlarını öğrenerek büyümenin bir insanın hayatında sahip olacağı en önemli şans olduğunu düşünüyorum. Bu kadar uzun bir giriş yaptıktan sonra kitap içeriğinden bahsedebilirim artık. Joanna Faber ve birlikte büyüdükleri Julie King kendi çocuklarıyla ilişkilerinden ve seminerlerine katılan ebeveynlerin verdikleri örneklerden yola çıkarak günlük hayatta sık karşılaşılan problemlere çözüm örnekleri getirmişler. Okunması çok kolay bir kitap. Her bölüm sonunda özet ve karikatür bölümleriyle konunun daha iyi anlaşılması sağlanmış. Verdikleri tavsiyeleri tek tek özetleyemem ama derinleştirdikleri konu başlıklarını listeleyerek içerikle ilgili bilgi edinmenizi sağlayabilirim.
  • Duygularla başa çıkmaya yönelik yöntemler
  • İşbirliği  sağlamaya yönelik yöntemler
  • Çatışmaları çözmeye yönelik yöntemler
  • Övgü ve takdir yöntemleri
  • Zihinleri farklı çalışan çocuklara yönelik yöntemler
  • Savaşları bitirmeye yönelik yöntemler
    • Yemek savaşları
    • Sabah çılgınlığı
    • Kardeş rekabeti
    • Çocuklarla alışveriş
    • Yalanlar
    • Ebeveynlerin de duyguları vardır
    • İspiyonlamak
    • Temizlik
    • Doktor kabusu
    • Utangaç çocuklar
    • Küçük kaçaklar
    • Vurma, çimdikleme, dürtme, yumruk atma, itme
    • Uyku
    • Ebevenyler de sinirlenebilir

11 Ağustos 2020 Salı

BİLİNÇALTINIZDAN GELEN EBEVEYN KİTAP İNCELEMESİ

 


Sevgili Feride Koçak Can annelik serüvenimde elini en çok sırtımda hissettiğim kişilerden biri. Yaptığı paylaşımlardan (instagram: fferidecan) çok şey öğrendim. Paylaştığı kitapları bir an önce edinip okumaya çalıştım. Çocuklarımızı birlikte büyütüyor gibi hissettim hep. İnsanın bu yolculukta bir yönderi olması çok kıymetli. Kendimi çok şanslı hissediyorum bu anlamda. Yazılış süreci boyunca heyecanla beklediğimiz kitabıysa Mart ayında çıktı. Ben anca okuma fırsatı bulabildim. Okuduğum yüzden fazla ebeveynlik ve “kendine yardım” kitabının damıtılıp tek bir kitapta toplanmış hali diyebilirim kitap için. İçerik ve kitaptan yaptığım alıntılar, paylaşamayacağım kadar yoğun. Okurken ders çalışır gibi notlar alarak, çağrışımlarımı fark ederek ilerledim. Başka başka kitaplarda okuyup bir araya getiremedim gerçekleri verdiği örneklerle içselleştirdiğimi hissettim. Ebeveyn olduktan sonra kendindeki değişime şaşıran, “bana neler oluyor?” diyen, çocuksuzken olacağını düşündüğü anne ya da babaya çok da benzemediğini fark edip bunun suçluluğunu yaşayan herkese tavsiye ederim.

''ARTIK ÜÇ KİŞİYİZ'' KİTAP İNCELEMESİ


 John ve Julie Gottman ilişki araştırmalarına ömrünü adamış bir çift. Kendilerinin kuruculuğunu ve yöneticiliğini yaptığı Gottman Enstitüsü ve İlişki Araştırma Enstitüsüne sahipler. Bir kaç yıl önce çiftin Evliliği Sürdürmenin Yedi İlkesi kitabını bayılarak notlar alarak okumuştum. Ardından Duygusal Zekası Yüksek Çocuklar Yetiştirmek kitabı yayınlandı o kitabı da çok beğenmiştim. Mayıs 2020 de Artık Üç Kişiyiz kitabının çıktığını görünce çok heyecanlandım. İlişkilerle ilgili yazdıklarını en uygulanabilir ve en gerçekçi bulduğum yazarlar bebekten sonra değişen evlilikte dostluğu korumak ve canlandırmakla ilgili çok güzel tavsiyelerde bulunmuşlar. Artık yeni ebeveyn olacak arkadaşlarıma alacağım hediyelerden biri de bu kitap olacak. Özellikle bebek doğmadan okunup eşle birlikte üzerine uzun uzun konuşulası bölümleri var ama çocuğunuz 5 yaşına geldiyse de sorun değil 😉 Görünmez Adam Yayıncılık'a bu güzel kitapları kendi dilimizde okuma şansı verdiği için ayrıca teşekkürler. Okuyup da beğenmediğim hiç bir kitapları olmadı.

30 Haziran 2020 Salı

DİJİTAL MİNİMALİZM-




Evladım Sana Diyorum Alternatif Eğitim Okumaları grubuyla  birlikte Haziran ayında okuduğumuz 2 kitaptan biri de Dijital Minimalizmdi. Kitaba başladığım 2.günden itibaren böyle bir okuma yapmaya ne kadar ihtiyacım olduğunu gördüm. Çünkü haftalık gelen ekran kullanımı saati özeti beni kaygılandıracak düzeydeydi (ortalama 3,5 saat bazı günler 5 saate kadar çıkmış oluyordu). Kitapta “Bir şeyin maliyeti o şey karşılığında hemen ya da uzun vadede verilmesi gereken ömür miktarıdır.” Alıntısını okuduğumda akıllı telefon kullanmanın maliyetinin benim için çok fazla olduğuna karar verdim ve ilk iş telefonumdan sosyal medya uygulamalarını(instagram ve Facebook) silmek oldu. Sonrasında telefonun kendi özelliği olan “Atıl Süre” yi kullanmaya başladım. Belirlediğin saatlerde sadece belirlediğin uygulamalara erişim sağlayabiliyorsunuz. Ben 20.00-10.00 saatlerin arasında telefonumu arama ve whatsapp mesajlarına açık olacak şekilde ayarlama yaptım. Bu saatler içinde eğer başka bir uygulamaya girmem gerekiyorsa telefonum kaydırarak ulaşacağınız 2. görseldeki uyarıyı veriyor. Sınırı Yok Say dersem 1dk, 15dk ya da tüm gün yok say seçeneklerinden birini seçtikten sonra devam edebiliyorum.
Kitapta bu türlü kısıtlayıcı uygulamalar kullanmadan kendinizi kontrol etmenizin neden zor olduğunu da anlatıyor. Buna “dikkat endüstrisi” diyor. Bu endüstri müşterilerinin aşırı kullanımları sonucunda para kazanabiliyor dolayısıyla insan psikolojisinden davranış biliminden yararlanarak refleks haline gelen davranışlarımız ve dürtüsel tiklerimiz sayesinde devleşiyor. Peki bu teknolojiyi kısıtlı kullanmamız sonucu ortaya çıkan boş zamanı neyle dolduracağız? Kitap hayatımızdan bunu çıkarmadan önce “yüksek kaliteli faaliyetler”i hayatımıza dahil etmemizi tavsiye ediyor. Çünkü eğer tatmin edici boş zaman faaliyetleriniz yoksa beyniniz yoksunluk belirtileriyle başa çıkamayıp tekrar başa dönmemiz çok olası. Devamında “gönüllü yalnızlık” kavramıyla tanıştırıyor ki biz bu kavrama zaten tasavvuf kültüründen aşinayız. Sürekli bağlantıda olma durumundan uzaklaşıp sakin bir şekilde yaşadığımızda, insani ilişkilerimizin de daha kıymetli olacak. 
Aslında kitabı yarıladığımda kitabın bana sağladığı tüm besine ulaşmış hissini yaşıyordum ki son bölümdeki
BOŞ ZAMAN RÖNESANSI başlığı altındaki uygulamaların da kıymetli bir liste sunduğunu fark edip paylaşmak istedim.

▶️Her hafta bir şey tamir edin ya da inşa edin.
▶️Düşük kaliteli boş zaman faaliyetlerinizi planlayın.
▶️Bir topluluğun parçası olun.
▶️Sosyal medyayı telefonunuzdan kaldırın.
▶️Cihazınızı tek amaçlı bilgisayarlar gibi kullanın.
▶️Akıllı telefonunuzu basitleştirin.

Beden Kayıt Tutar Kitabı ve Yas Tutma Süreci


Beden Kayıt Tutar Mayıs ayında okuduğum(aslında “bitirdiğim”) diğer kitaptı. Çok uzun sürede okuyabildiğim bir kitap oldu. Bitirmem ayları aldı. Pandemi döneminde travma ve iyileşme süreciyle ilgili bir kitap okumak kolay değildi o yüzden araya başka başka kitaplar girdi hep. Ama bitirdiğimde içeriğiyle ilgili oldukça bilgi edinmiş oldum. Özellikle yaklaşık 2 yıl önce yaşadığım travma (evlat kaybı) sürecimdeki hatalarımı, eksiklerimi gördüm. Ve hem bundan sonrası için hem de etrafımda yaşanacaklar için çok daha donanımlıyım bu konuda diyebilirim. Kendi sürecimden örnek vermem gerekirse: Kitapta travma yaşayan insanların günlük hayatlarında düzgün bir işleyiş için aşırı efor sarfettiklerinden bahsediliyor. Ben de o “en travmatik an görüntüsü” her 10-15 dakikada bir aklıma geldiği için sürekli bundan sıyrılıp o an yaptığım şeye odaklanmaya çalışıyordum günlük hayatımda. Okulda, derse, evde, Duruylayken... Ama zamanla o kadar yoruldum ki sürekli bu uyarılmışlık hali yüzünden dikkatimi toplayamaz hale geldim. Peş peşe dikkatsizliğimden kaynaklanan 2 küçük araba kazası ve bir ev kazası atlattım. Halbuki ilk andan itibaren bu acıyla yaşayamayacağımı düşünüp inkar yoluna giden bilinçaltımla savaşmayıp acımı yaşamayı başarabilseydim sıkışan tüm o duygularla başa çıkmam bu kadar zor olmayacaktı. Travma her ne olursa olsun yaşayanların bunu konuşabilmesi, başkalarıyla duygularını paylaşabilmesi çok önemli. Fakat hem benim ilk andan itibaren “çabuk atlatmış” görüntüm hem de konuyu açıp “üzmek istememek” niyeti sonucunda, bizim ailemizde ve çevremizde konuşulur olmaktan uzaklaştı evlat acımız. Yasal süreci konuşuyorduk ama duygusal kısmını hiç konuş(a)madık. Duygularımı bastıramadığım nadir anlarda “kendini üzme, çocuğunu düşün, güçlü ol” gibi bu sürece hiç yardımcı olmayan, iyi niyetle söylenen ama benim ihtiyacım olmayan ifadeler duydum. Halbuki tek ihtiyacım olan özlemimi sağlıklı bir şekilde ağlayarak ifade edebilmekti. Bunun onaylanmadığını bildiğim için kendimi hep kabristana sakladım. Her ziyaret sonrası daha “insan gibi” hissederek ayrıldım evladımın yanından. Kitabı okudukça öğrendiğim şeylerden biri buydu. Onun acısını yaşamaya izin vermeden iyileşme gerçekleşmiyordu. Bu sürecimde bana profesyonel destek sağladığı için sevgili psikologum İlknur Ortaacar Yamakoğlu'na
 teşekkür ederim. Uyguladığı Emdr terapi sayesinde duygularımı bastırmamayı, yaşayabilmeyi öğrendim. Tüm bunları anlatmamın en büyük sebebi benzer şeyler yaşayan birine nasıl yaklaşmamız gerektiğiyle ilgili fikir sahibi olabilmek. Teselli etme niyetiyle o kişinin iyileşme sürecine engel olmaktan kaçınmak içindi. Umarım toplum olarak acıları konuşmayı, sağlıklı bir şekilde yaşamayı öğreniriz.

3 Şubat 2020 Pazartesi

Evlat Acısıyla Yaşamayı Öğrenmek

Oğlum Ali Kerem’i kaybettikten sonra yasımı sağlıklı ve doğal bir şekilde yaşayamadığımı anlayınca profesyonel bir destek arayışına girmiştim. 10 ay boyunca 6 farklı profesyonelle görüştüm ama bir türlü devamı gelmedi. Kastamonu’da görüşmediğim tek bir kişi kalmıştı ona da son umut olarak biraz da yılgın bir şekilde gittim. Aynı süreci savcılık, emniyet vs ile birlikte onlarca kere anlatmıştım ve artık dayanacak takatim kalmamıştı. Ama Ada Psikolojide İlknur Hanım ilk seanstan itibaren nasıl yanlış kaynayan bir kemik kırılıp tekrar tedavi edilirse, benim yanlış düşünce kalıplarımı, yanlış kodlamalarımı eşeleye eşeleye yeniden doğru şekilde zihnimde yer almasını sağlayarak beni tedavi etti. Bunu yaparken de daha önce duyduğum ama Kastamonu’da yapabilecek ehil bir kişinin olduğuna zerre inanmadığım bir yöntem olan EMDR kullanarak yaptı. EMDR benim gibi travmatik geçmişi olan kişileri, Türkçe karşılığıyla “göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme” yaparak travmatik anılarından rahatsız olmayacak ve anıları yeni ve sağlıklı bir bakış açısıyla görebileceği bir seviyeye getirmeyi amaçlıyor. Benim terapim devam ediyor fakat epeyce ilerledim. Artık Ali Kerem’in anısı yüreğimi paramparça etmiyor, geçirdiğimiz kısacık zamanı ve varlığıyla şereflendirdiği ailemizi düşünerek özlemle anıyorum. Hiç bir tedavi evlat acısını sıfırlamaz, hiç bir terapist de bunun garantisini veremez. Fakat hayata tutunup, geride kalanlarla anlamlı bir ömür geçirerek, cennette kavuşmak için dua edecek seviyeye gelmek herkesin ortak amacı olmalı. Ben çevremdeki herkese öneriyorum ama belki tanışmadığım ama Kastamonu ve çevresinden takip edip bu arayışta olan birine yardım edebilirim diye paylaşmak istedim bu gönderiyi. Ve yaptıkları için Sevgili İlknur Hanım’a ne kadar teşekkür etsem az gelir.

10 Ocak 2020 Cuma

2019 da Okuduklarım

2018 okuma hedefim 30 kitaptı ve hedefime ulaştığımda 2019 için 36 kitap hedefi koymuştum ki 52 kitap(12bin küsür sayfa) ile yılı bitirdim. 1000kitap uygulamasından güncel bir şekilde okudum kitapları kaydediyorum. Hem oradaki kitap incelemelerini hem de yorumları okumayı çok seviyorum. Ocak’tan başlayarak okuduğum kitapları listeleyeceğim. Yıldız kriterlerim geçen yılla aynı. 
5*:tekrar okuyacak kadar sevdim
4*:çok sevdim 
3*: kararsız
2*: sevmedim
1*: okuduğuma pişmanım

1. Hacc Günlüğü Sevgilinin Evine Doğru(4*)
2. Haccı Anlamak(4*)
3. Dönüşüm (4*)
4. Oyun Oynama Sanatı (5*)
5. Beynin Başarabileceğini Biliyor (5*)
6. Oyun Arkadaşım Yeryüzü (5*)
7. Olağan Üstü Bir Gece (3*)
8. Konuş ki Dinlesin Dinle ki Konuşsun (5*)
9. Duvarları Gıdıklanan Okul (4*)
10. Ruh Ziynetleri (4*)
11. Göğü Yere İndirelim (4*)
12. Geliştiren Anne Baba (4*)
13. Ergenlik Sıkıntılı Yıllar (4*)
14. Çocuklar ve Alerji (4*)
15. Allah’ı Merak Ediyorum (4*)
16. İyi Geceler Bay Tom (5*)
17. Kurban Tuzağından Kurtulmak (5*)
18. Okulsuz Büyümek  (4*)
19. Müslüman Şahsiyeti (5*)
20. Macera Expresi (4*)
21. Sınıfta İsyan Var (4*)
22. Rüzgarı Dizginleyen Çocuk (4*)
23. Seni Korkularınla Seviyorum (4*)
24. Sınıftan Yükselen Sesler (4*)
25. Kiraz Ağacı İle Aramızdaki Mesafe (4*)
26. Öğretmenim Mori’yle Salı Buluşmaları (4*)
27. Bunun Adı Findel (4*)
28. Sıkı Dostlar Amansız Düşmanlar (5*)
29. Derin (3*)
30. Karne Oyunu (4*)
31. Evinizdeki Terapist (4*)
32. İbadetin Beyni Dua (5*)
33. Mindfulness (4*)
34. Guguk Kuşu (4*)
35. Okulda Arabulucuk (4*)
36. Başı Sınuklar için Kılavuz (5*)
37. Çocuğunuzun Resimleribddn Keşfedin (4*)
38. Artık Hiç Anlaşamıyoruz (4*)
39. 112 Öğretmenliğime Notlar(5*)
40. Bütün Çocuklar İyidir (5*)
41. Çizgili Pijamalı çocuk (5*)
42. Kurban Tuzağından Kurtulmak (2.kez)
43. Sevme Sanatı (4*)
44. Çocuğum Namazla Büyüyor (4*)
45. Kitaplardan Korkan Çocuk (4*)
46. Yeni Öğretmen (4*)
47. Bülbül Korusunun Gizemi (5*)
48. Benliğini Arayan Çocuk (5*)
49. Deniz Adamı (4*)
50. Petey (5*)
51. Aya Kulak Ver (5*)
52. Çocuklar ve Çiçek Mezarlıkları (5*)

28 Aralık 2019 Cumartesi

MERHABA

Yıllar önce kızım daha 1 yaşında bile değilken ona kullandığım kumaş bezleri paylaşmışım blogda en son. sonrasında her blogun kaderi olarak instagramın kolay kullanılabilir hali beni de aşırı cezbedşnce bıraktım burayı. bir kaç gün önce pc yi açınca aklıma geldi. İnstagramda paylaştığım kitap notlarını paylaşayım burada da olsun diye düşündüm ve topluca paylaşımlar yaptım. Şimdi de yıllardır bir selam vermeden ani bir dönüş yapmış olmamak için geçen yılların ufak bir özetini yapmak istiyorum. kızım 2,5 yaşına geldiğinde abla olacağını öğrendik. Tam da hayal ettiğim gibi 30 yaşım bitmeden 2 çocuklu olacaktım ve çocukların arası 3 yaş olacaktı. Oğlum Ali Kerem 14 Ağustos 2018de dünyaya geldi. Ve 17 Ağustos 2018 akşamı Kastamonu da bir özel hastanenin yeni doğan yoğun bakımında enfeksiyon sebebiyle hayatını kaybetti. Nasip olsaydı şimdi 16 aylık olacaktı. Kızım 4.5 yaşında. İmtihanın nereden geleceğini bilemediğimiz bu hayatta en zor yerden geldi bize. 16 aydır yeniden yaşamayı öğreniyorum. Evladına kavuşup, sarılacağı günü bekleyen tüm anneleri kucaklıyorum.

KURBAN TUZAĞINDAN KURTULMAK


Kurban Tuzağından Kurtulmak okuduğum “kendine yardım” kitapları içinde en etkilendiğim kitaplardan biri oldu. Uzun zamandır paralel okumalar yaptığım için farkına vardığım sağlıksız ilişki döngüsü olan “kurban oyunu” nu detaylarıyla öğrenme fırsatını buldum. 180 sayfalık incecik bir kitap olmasına rağmen bazen 2 sayfa okuyabildim en fazla. Çünkü üstüne düşünmem, örneklerle kafamda oturtmaya çalışmam gerekti. Kurban, Kurtarıcı ve Zorba üçgeninde zaman zaman her bir rolü deneyimlemiş olduğumu görerek şaşırdım. Bir insanda bu üç rolünde ardı sıra var olabileceğini anladım. Kitabın bulduğum boş yerine notlar aldım. Kitapta altını çizdiğim bazı cümleleri paylaşmak istiyorum.
⚡️ Kurbanlar kendileri için üzülen insanlardır. 
⚡️Kurban hayatındaki olumsuzluklar için hep bir başkasını suçlar. Böylece bu onu çaresiz ve güçsüz hissettirir.
⚡️ Kurbanlar başarısızlıklarına geçerli bahaneler bulurlar. Hastalanmak, hedefe ulaşmadan pes etmek vb. Başarısızlıklarının gerçek sorumluluklarını almazlar.
⚡️Kurban acı ve sevgiyi birbirine karıştırır.
⚡️Kurtarıcı yardım ediyor muş gibi görünür ama bağımlılık oluşturan kişidir ve olayları kontrol eder.
⚡️ Kurtarıcı önce birini açıp ona yardım eder. Sonra bu sorumluluğun yükü altında ezilir ve kurban rolüne geçer. Sonra da hissettiği bu suçluluk ve pişmanlık yüzünden kurtarmaya çalıştığı kişiye zorbalık yapar.
⚡️Kurtarıcının yardım etmesi kendinden daha kötü durumda olanlara bakıp kendini iyi hissetme teşebbüsüdür.
⚡️ Genellikle kurtarıcı ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyan, son derece bağımlı bir kişiliktir. Kurtarıcının “herkes bana ihtiyaç duysun” ihtiyacı inanılmaz boyuttadır. 
⚡️Çoğunlukla zorba çocukken kurban rolünde olan ve daha büyük biri tarafından zorbalığa maruz kalan kişidir. Bu davranış çoğunlukla disiplin kılıfı ile örtülürse de zayıf birinin kendini güçlü hissetme yoludur.
⚡️Duygular için başkasını suçladığımızda onlara güç vermiş oluyoruz.

Benim için 5 yıldızlık (tekrar okuyacak kadar sevdim) bir kitabtı.

ÇOCUĞUM NAMAZLA BÜYÜYOR


Çocukları ibadetlere ısındırmak ve alıştırmakla ilgili okuduğum en kapsamlı kitap Çocuğum Namazla Büyüyor. Peygamber Efendimizin 7 yaşı ısındırma 10 yaşı ise namaza başlama yaşı olarak belirtmesinin ardındaki hikmetlerden ve bebeklikten itibaren çocukların kalbine ibadet sevgisi yerleştirmenin öneminden bahsediliyor. Bunları hadisler, ayetler ve sahabilerin örnek yaşantılarından alıntılarla destekliyor. Ben tekrara düşülen bölümleri hızlı okuma yaparak geçtim, çocuk yetiştirmeyle ilgili bazı noktalara ise katılmamakla birlikte kitaptan çok faydalandım. Kafamdaki bazı sorular netleşti. Bana gelen sorulardan da gördüğüm üzere konuyla ilgili arayışta olan çok ebeveyn var. Hepimiz istifade ederiz inşallah.